İmam Hulki Rıza lakabıyla tanınan İmam Hulki Ali Rıza,İmam Musa-i Kazım’ın oğludur. Babasının şehit edilmesinden sonra onun vasiyeti ile 8. İmam oldu. Annesinin adı Necibe’dir. Muhtemelen 29 Aralık 765 tarihinde Medine’de dünyaya geldi. İmam Hulki Rıza da diğer ataları gibi bilge bir İmam ve halk üzerinde ciddi bir etkisi olduğu için, 24 Ağustos 818 tarihinde onu kendine bir tehlike gören Abbasi Halifesi Memun tarafından zehirlenerek şehit edildi. Kabri İran’ın şimdi Meşhed denilen Tus kentindedir.
Halife Memun, İmamlara karşı kendilerinden önceki Halifelerin 70 yıllık gelenekleri dışında önce farklı bir siyaset izleyerek ona kendisinden sonra veliahtlık önerdi. Bu yolla hem halkın isyan duygularını yatıştırmayı, hem de önüne koyduğu hedefi daha kolay gerçekleştireceğini düşündü (1). İmam Rıza önce bunu kabul etmedi. Ancak İmamın bazı şartlar ileri sürmesinin Halife tarafından kabul edilmesi üzerine bunu kabul (2) etti. Ancak Halife Memun bu siyaset ile önündeki bazı engelleri aştıktan sonra, o da ataları gibi İmamı şehit ettirdi.
İMAM HULKİ (ALİ) RIZA’DAN GÜZEL SÖZLER :
- Mü’min, kendisinde üç haslet olmadıkça mü’min olmaz: Rabbinden bir hikmet, Peygamber’inden bir hikmet ve imamından bir hikmet. Rabbinden olan hikmet, sırrı gizlemektir. Peygamber’inden olan hikmet, halkla iyi geçinmektir. İmamından olan hikmet de sıkıntı ve zorluklarda sabırlı olmaktır.
- Nimet sahibi olan kimse, ailesine huzurlu bir geçim sağlamalıdır.
- Peygamberlerin sıfatlarından biri de temizliktir.
- Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Boş yere konuşmamak, muhabbet kazandırdığıgibi her hayrın da kılavuzudur.
- Boş işler, boş sözleri gerektirir.
- Büyük kardeş baba yerindedir.
- Adil insan, sahip olduklarından gaflete düşmeyen kimsedir.
- Sözünü ettiğin kimse hazırsa künyesini, hazır değilse ismini zikret.
- Herkesin dostu onun aklıdır; düşmanı ise cehaletidir.
- İnsanlara muhabbet beslemek aklın yarısıdır.
- Allah dedikoduyu, malı zayi etmeyi ve her şey için insanlara ağız açmayı sevmez.
- Müslüman da on haslet olmadıkça aklı kemale ermez: “İyiliği umulmalı,kötülüğünden emin olunmalı, başkalarının az iyiliğini çok görmeli, kendisinin çok hayrını az saymalı, ihtiyacı olanların müracaatından bıkmamalı, ömür boyu ilim talep etmekten yorulmamalı, Allah yolunda fakir olmayı zengin olmaya tercih etmeli, Allah yolunda aşağı olmayı düşmanların içerisinde aziz olmaktan üstün bilmeli, tanınmamayı meşhur olmaya üstün tutmalı, onuncusu ve en önemlisi olan ise ilk karşılaştığı herkesi kendisinden daha iyi ve daha takvalı bilmesidir.
- İnsanlar iki kısımdır: Kendisinden daha iyi ve takvalı olan; ve kendisinden daha kötü ve daha aşağı olan. (Nazarında) Kendisinden daha kötü ve daha aşağı olan biriyle karşılaştığında şöyle demelidir: “Belki onun iyiliği gizlidedir ve bu onun yararınadır. Benim iyiliğim ise açıktadır; bu da benim zararımadır.” Ama kendisinden daha hayırlı ve daha takvalı birini gördüğünde de, ona ulaşmak için karşısında tevazu etmelidir. Bunu yaparsa makamı yücelir, iyilikleri temiz olur, ismi iyi anılır ve zamanının efendisi olur.
- Bir adam, “Kim Allah’a tevekkül ederse O, ona yeter.” ayetinin manası için İmam : “Tevekkülün dereceleri vardır. Bir derecesi; bütün işlerinde O’na güvenmen, O’nun tüm işlerine razı olman, hiçbir hayır ve hiçbir hususta senin hakkında kusur (haksızlık) etmediğini ve hükmün de O’nun elinde olduğunu bilmendir. Öyleyse O’na tevekkül et ve işleri O’na bırak. Diğer bir derecesi de; ilminin kuşatmadığı gayb-ı ilahi’ye iman etmendir; o kaybın ilmini Allah’a ve O’nun eminlerine bırakman, gayb ve gayb olmayan her şeyde Allah’a güvenmendir.”
- Bencilliğin dereceleri vardır: Bazen bencillik insanın kötü amelini onun için süsler, insan onu iyi görür, ondan hoşlanır ve iyi bir iş yaptığını zanneder. Bazen de insan Rabbine iman eder ve bununla Allah’a minnette bulunur. Oysa imanı için de Allah’a minnet borçludur.
- Kulların en seçkini, en iyisi, iyi iş yaptığında hoşnut olan, kötü iş yaptığında mağfiret dileyen, kendisine bir nimet verildiğinde şükreden, sıkıntıya düştüğünde sabreden ve sinirlendiğinde de affeden kimsedir.
- Tevekkül, Allah’tan başka hiçbir kimseden korkmamaktır.
- Evlenirken yemek vermek sevaptır.
- İmanın dört hükmü vardır: Allah’a tevekkül etmek, Allah’ın kazasına rıza göstermek, Allah’ın emrine teslim olmak ve işleri Allah’a bırakmak.
- Bir yudum suyla bile olsa sıla-ı rahimde bulun. En iyi sıla-i rahim, akrabaya eziyet etmemektir. Allah Teâla kitabında buyurmuştur: “Sadakalarınızı minnet ve eziyet ederek batıl etmeyin.” (3)
- Ailesini geçindirmek için rızık peşinde olan kimsenin mükâfatı, Allah yolunda cihat eden kimsenin mükâfatından daha fazladır.
- Asaletinde güvenilirlik, tabiatında kerem, ahlakında sebat, nefsinde şeref ve kalbinde Allah korkusu bulunmayan kimseden, dünya ve ahiret işlerinden hiçbiri için hayır bekleme.
- Karşı karşıya gelen iki gruptan, ancak affı çok olan grup Allahtan yardım görür.
- Cömert, yemeğini yesinler diye halkın yemeğini yer. Ama cimri, yemeğini yemesinler diye halkın yemeğini yemez.
- Biz tıpkı Resulullah gibi verdiği sözü yerine getirmeyi kendisi için borç bilen bir Ehl-i Beyt’iz.
- Güçsüze yardım etmek en iyi sadakadır.
- İmam Rıza’ya, Halife Me’mun’un meclisinde sordular. ’’ Gece ve gündüzden hangisi daha önce yaratıldı? İmam ’’ Cevabı Allah’ın kitabından mı vereyim, yoksa senin bildiğin muhasebe yoluyla mı?” İlk önce muhasebe yoluyla verin dediler.” dedi. Bunun üzerineİmam “Siz dünyanın Tali’inin (4) yengeç olduğunu ve yıldızların da en yüksek derecede olduğunu söylemiyor musunuz?”, Evet, söylüyoruz dediler.İmam “Buna göre, Zühal (Saturn gezegeni), Terazi burcunda, Müşteri (Jupiter) Yengeç’te, Merih Oğlak’ta, Venüs Balık’ta, Ay Boğa’da, Güneş de göğün ortasında olup Koç burcunda olduğunda, o zaman ancak gündüz olur.” Evet, öyledir, Şimdi de Allah’ın Kitabından cevap verin” dediler. İmam şu ayeti okudu “Ne Güneş’in, Ay’a erişip yetişmesi yaraşır, ne de gece gündüzden öne geçer. Yani gündüz geceden öncedir. (5)
- Akıl Allah’ın bir armağanıdır. Edep zahmetle elde edilir; zahmetine katlanan onu elde eder. Ama zahmet ve zorluğa katlanarak akıl elde etmeye çalışan, ancak cehaletini artırır.
- Zayıf kişi, güçlü kişinin elini öpmemelidir. Çünkü bu ona tapmak gibidir.
- Anne ağzından, kız kardeş yanağından,İmam da iki gözü arasından öpülür.
- Allah’ın dostlarını ve dostlarının dostlarını sevmek, Allah’ın düşmanlarından nefret etmek, onlardan ve önderlerinden beraat etmek dinî vazifelerdendir.
- Anne ve babaya iyilik etmelisin. Müşrik iseler, onlara itaat etmeyerek, dünyada onlarla iyi geçineceksin. Çünkü Allah şöyle buyurmuştur: “Bana ve anne- babana şükret; dönüş yalnız banadır. Onlar anne ve baba, hakkında bilgin olmayan şeyi bana şirk koşman için çalışırlarsa, onlara itaat etme.” (6) Hz. Ali buyurmuştur: “Onlar (Ehl-i Kitap), alim ve rahipler için ne oruç tutuyor, ne de zikir ediyorlardı; sadece Allah’a karşı vasiyet etmelerini emrettikleri zaman, onlara itaat ediyorlardı.” (7) Resulullah şöyle buyurdular: “Kim Allah’a itaatin dışında bir mahluka itaat ederse kâfir olmuş, Allah’tan başkasını ilah edinmiştir.”
- Allah bağışlar, zulmetmez. Kullara zulmedeceğini ve onları saptıracağını bildiği kimseye, itaat etmeyi farz kılmaz. Kâfir olacağını ve Allah’ı bırakıp şeytana ibadet edeceğini bildiği kulları da peygamberliğe seçmez. İslam, imandan başkadır. Her mü’min müslümandır, ama her müslüman mü’min değildir.
DİPNOTLAR :
- Delail-ül İmame, s.197. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.363.
- Usul-u Kafi, c.1, s.489. İrşad-ı Müfid, S 290. Fusul-ul Mühimme, s.237. Tezkiret-ul Havas, s.352. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.363.
- Ey iman edenler! Sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. O adam gibi ki, insanlara gösteriş için malını dağıtır da ne Allah’a inanır, ne ahiret gününe. Artık onun hâli, bir kayanın hâline benzer ki, üzerinde biraz toprak varmış, derken şiddetli bir sağanak inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş. Öyle kimseler, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez (Bakara : 264)
- Tali, eski astronomi ilmine göre herhangi bir şeyin talii, o şeyle ilgili farzedilen belirli bir zamanda doğu ufkuna rastlayan Burçlar Dairesi’nin bir bölümüne denir.
- Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler. (Yâsin : 40)
- Gerçi biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. (Biz insana): “Bana, anana ve babana şükret” diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır.Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut. Sonra dönüşünüz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. (Lokman : 14 / 15)
- Kur’an’da Ehl-i kitap, alim ve rahiplerini ilah edindikleri için kınanmışlardır. Bu hadis, ilah edinmekle neyin kast edildiğini beyan etmiştir.
Kazim Balaban